Siirler
myspace layouts, myspace codes, glitter graphics
Adsız Bir Çiçek


Rengini dünyaya ilk defa sunan
Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim
Sevgilim
Bana "sen bir şairsin" dediğin zaman.

Yalnız sana yazıyorum bu şiiri
İstersen bir şiir gibi okuma
Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu
Soğuklar başlayınca havalanıp
Millerce yol katettikten sonra
Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle.

Ve yazmış olacağım bir de
Her dönemde her çağda
Sevdanın kendine özgü diliyle,

Baba Hasreti

Adınla, şanınla, sen bir ekoldün
Giyimin kuşamınla bir dekordun
Senin varlığın bana güven verirdi
Senin nasihatin bana ümit verirdi

Bayram, senin gibi olmayı özenirdi
Tüm mimik hareketini taklit ederdi
Seninle hayatı yaşamak ne güzeldi
Seninle yaşamak, her şeye bedeldi

İlk ata binme zevkimi seninle tattım
İlk korkumu, senin himayende attım
Bütün ilklerimi senin sayende tattım
Seni kaderle kaybettim kara bahtım

Gözüm simana, gönlüm sevgine hasret
Kolum koluna, kulağım o sesine hasret
Bütün benliğim, senin benliğine hasret
Yetim şair Bayram babasına çok hasret

Senin hasretin, bana çok mu çok koydu
Senden ayrılalı, sayısız aylar, yıllar oldu
Görenler benden ziyade, hep seni sordu
Ama senin ölümünü anlatmak çok zordu

Çünkü inanmak istemiyordu dostların
Atıcılığın ve de efeliğinle ün yapmıştın
Hep anlatırlar bir atışla 9 kuş vurduğunu
Sadakatinle gönüllerdeki taht kurduğunu

Sensiz geçen günlerim ay, aylarım yıl oldu
Gittiğinden beri, en yakınımız bile, el oldu
Bıraktığın o üç çiçeğe de kırağı vurup soldu
Bıraktığın servete, yağmacılar hep el koydu

Senin hasretin sanki içimde yanan bir kordu
Senin hasretin ve hayatın o acıları çok zordu
Şair Bayram, "gelse de vuslat, bitse bu hasret"
Yoksa, daha ölmeden bitirecek beni bu hasret

Cam Güzeli

bak işte;
çıkıp geliverdin
en ücra yerinden yüreğimin...
bak;
yine titredi ellerim.
anlamsız bakmaya
başladı gözlerim,
ortalık yere, öylece...
yine bir mahsunluk,
bir gariplik çöktü içime.

ne vardı sanki
böyle çekip gidecek!
ne vardı beni böyle
perişan edecek
oysa ne sevmiştim,
ne sevmiştim seni;
cam güzeli...

D/üşüyorum..

Her şey küçüldü
Ben dürülürken içime
Oturacak yer bile kalmadı
Sabiye..

Mağrur eğildim döner başım
Etraf karaydı mahşer bakışlım
Mezarlık kadar ıssız ve sessiz ortalık
Sabim ve ben zamansız düşük
Üşüdük kulunç olduk
Kördüğümlü kirpiğe takıldık
Saplandık böğrüme
İçime içime çakıldık.
Hazırlan şimdi
Kulise yığılmalıydık.

Al kundaklı sabi aşkım
Sarıldım sarıldım
Kıvrıldıkça içime ayazını ısıttım
Düşüyoruz öyle ya yer kalmadı
Savaşçı dirayetinde
İnadına kırılmaz ayaklarım

Arzdan salınmış ürkek sabim
Yorgun maya kadar yılgın
Çaresiz direkler arasındaki benim
Sırtımda kıvamsız duvar
Külçeli omuzlarım kusursuz
Uçkursuz beynime yuvalanmış
İçten tırmalıyor karıncalar
Tepeden tırnağa bedensizim
Tatlı tatlı üşüyorum
Eriyor kollarım

uuf..
Hadi tut beni
D/üşüyorum...

  "aç gözlerini" der misin..
  Göğsünde sıcacık..hı..

Ebediyen Platonik Aşkımsın

en hızlı zamanımda beni kendine bağladın
merak ederim güvenimi nasıl sağladın
uykusuz gecelerde senin için ağladım
ebediyen platonik aşkımsın

her karşılaşmada kokun aklımı aldı
çektiğim hava herdem kalbimi yaktı
benim daha nice umutlarım vardı
ebediyen platonik aşkımsın

seni ayırmak imkansız oldu yanımdan
özenerek yaratılmışsın sanki benim kanımdan
senin için yaşıyorum korkmam kendi canımdan
ebediyen platonik aşkımsın

akbas erdem der sensin yaşamımın tadı
ayıramaz bizi ne padişah ne de kadı
kısa boylu marlboradır benim aşkımın adı
ebediyen platonik aşkımsın

Gamze

Gözlerinin mavisinde kaldı aklım
Ancak oradan gecebilirim sanmıştım
Mahvolmuş duygularımla takıldım kaldım
Zehir gibi içtim aşkını bir yudumda
Ellerini birgün tutarım sandım ama hiç ulaşamadım.

Karanlık sokaklarda arıyorum hayalini
Umudum bitmeyecek daima
Rengarenk seni değil
Canım demeyen hayalini
Anında yok olup içimi mahvedecek seni
Nasıl sevmişim biliyor musun?


qamZeyLe-HayaT
 
MySpace Layouts images

KaLßim SeninLe

Glitter Words
Ziyaretçi DeFterine yaz LütFen
EmeĞe Sayqıı #